6 Mart 2014 Perşembe

Giyim Kuşam Anlayışımızı, Belirleyen Değerler




Kıyafet sadece bedenimizle taşıdığımız bir giyim kuşam değildir. Kıyafet aynı zamanda ruhumuzla bütünleşen bir kültür değeridir. Kıyafetin bir görünen, gözümüze hoş gelen imaj kısmı, bir de onun derinliğinde ruhumuzu okşayan ve inanç değerlerimizle bütünleştiğimiz bir kültürü vardır. Kıyafet bizi biz yapan ve bizi biz olarak taşıyan, bir kimlik ve bir kişilik kültürüdür.

Kendimize yakıştırdığımız bir kıyafet anlayış olarak dünyaya bakışımızı, bilgi, birikim, kültürümüzü yansıtırken aynı zamanda biz de, şıklığımızı yüksek giyim zevkinde ararız. Çünkü kıyafet sadece giyinmek için giyinmek değil, bilakis günümüzde kendimizi her anlamda seçkin bir kimlik ve kişilik göstergesi olarak da kullanmaktayız.

Vitrinde gördüğümüz bir elbiseyi beğeniriz. Onu o gün edinmesek bile, yolumuzu bile değiştirir o vitrin önünden geçeriz. İşte bu elbise, bütün minimalist çizgileriyle beni anlayan ve beni anlatan ve beni en iyi ifade eden elbisedir deriz. Mağazanın içine girip de vitrindeki elbiseyi sorduğumuzda, aynısının olmadığını, düğmelerinin mat değil de parlak metal düğmelisinden mevcut olduğunu öğrendiğimizde üzülerek bu tutkumuzdan bile vazgeçmek zorunda kalırız.

Bir elbisede, hatta bir bütün olarak kıyafetimizde, takılarımız ve aksesuarlarımızda, kendi değerlerimizle örtüşmeyen ve giyim ahengimizi bozacağını düşündüğümüz bir unsurdan kesinlikle kaçınırız. Kıyafetle oluşturduğumuz kompozisyon, sanat ve estetik adına sarsılmaz düşüncelerimiz, duygu derinliğimiz ve bütünsel olarak kıyafetimiz davranış biçimimizdir.

Özellikle kadınlar erkeklere nazaran giyim kuşam konusunda daha da titizdirler. Estetik formlara dikkat ederler. Kadın varlığıyla hangi değerleri taşıyorsa, kıyafetlerinde de o değerlerin yansımasını görmek ister. Elbette her kadının aynı giyim zevkine sahip olduğunu söyleyemeyiz. Sadece kuşaklarası giyim kuşamda anlayışların değiştiğini görebiliriz.

Kırsal tarım kültüründen, kentsel sanayi toplumuna geçişte kadınlarımızın kıyafetlerinde değişimler olmuştur. Eski kuşaklarda folklorik elbiselerin dışında kullandıkları kıyafetlerin sadeliği artık günümüzde pek görülmemektedir. Günümüzde estetik değerler moda trendlerinin belirlediği birer değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Ölçülü giyimi esas alırsak, bir kadın kıyafetinin bütün parçalarında tasarım, stil, kreasyon elbise modellerine yansırken, yerel anlayışlardan daha çok global ve büyük kitleleri etkileyen formlar koleksiyonlarda minimalleştiğini görebiliriz.


Tesettür giyim olarak da adlandırılan, özellikle mütedeyyin kesimin evrensel değerleri değişmediğinden, bir elbisedeki ana formlar inanca dayalı olarak korunmaktadır. Sadece tesettür fikrinin bir inancın gereği olarak hayata geçmesi; hicab, ibadet ve soylu bir davranış olarak görülmektedir. Bütün dünyadaki İslam kadınlarının kıyafetlerinde titizlikle durduğu, düşünce tesettürü modalaştırmak değil, tesettürü kendi hayatlarında bir şuur olarak görmüş olmalarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder